29 Nisan 2010 Perşembe

songs of innocence and experience.

Güne yoldaki trafik ışıklarını selamlayarak başlamaya bayılıyorum. Kendimi evden sokağa atar atmaz, gecenin gerginliği üzerimden kalkıyor, yeniden güvende hissetmeye başlıyorum. Bu taze hisle ilk gördüğüm trafik kamerasına aydınlık bir gülümseme sunuyorum. Bu benim güne merhaba deyişim. Zaman zaman çok yalnız kaldığım için böyle davrandığımı düşünenler oluyor ama çok yakında yanıldıklarını anlayacaklar. Örneğin bir gün işlemedikleri bir cinayetle suçlandıklarında olay anında nerede olduklarını açıklayamayacaklar. Ama benim buna verecek cevabım her zaman mevcut. Sokağa ilk çıktığım andan itibaren trafikte, yolda, metrobüste, trende, vapur istasyonunda, tramvayda, bankada, okulda, işte, barda, restoranda, alışveriş merkezinde, spor salonunda izleniyorum. Hele İstiklal caddesinde bir sistem var ki “allah sizi inandırsın elinde piyango bileti olsun üzerindeki rakamları seçebilir.” İşte ben de bu kameraların önünden bilerek ve sık sık geçiyor, bir göz kırpıp yoluma devam ediyorum. Böylece gerçekten katil olmadığım sürece beni kimse cinayetle suçlayamayacak. Kendimi o kadar güvende hissediyorum ki.