1 Ocak 2014 Çarşamba

mercimek çorbası

K. sidik kokan bir alt geçitte yaklaşık onbeş dakikadır bekliyordu. Marilyn Manson'un "this is the new shit" isimli şarkısı 3.kez sonuna yaklaşıyordu. K. yeni yıl arifesinde yeni yılda var olacak yeni boklukları düşünürken Marilyn'in sorduğu "do we need it" sorusuna "noo" diye eşlik ediyordu. Hava iyice soğumuştu. Bekleyiş sürdükçe hiçbir şey olmamaya devam ediyordu. Hiçbir şey olmaması bir şey olmasını beklemezken kabul edilebilir ve hatta güzel bir şeydi. Ancak bazen bazı şeylerin olması beklenirdi. Örneğin şu an beklediği arabanın onu oradan alması gerekliydi. Belki arabanın onu oradan alması bile bir şey olduğu anlamına gelmezdi ama en nihayetinde bir eylemdi bu. Hatta K.'nın donmasını engelleyeceği için gerekliydi de. Küçük bir eylemin ona bir şeyler olduğunu hissettireceği bir duruma nasıl gelmişti acaba. Bir şeylerin olması yalnızca varolmak demek değildi. Gökyüzünde sıcak ülkelere doğru göç eden kuşları gördü. İşte orada bir şeyler oluyor diye düşündü. Kuşlar göç ettiği yollardaki bitkilere zarar veren her türlü haşaratı yiyorlardı. Bir de hedefleri vardı. Kuşlar ona sıcak ülkeleri, sıcak ülkeler ise mercimek çorbasını hatırlattı. Mercimek çorbasının oluşturduğu sıcaklık imgesi hoşuna gitti. Derdinin eylemsizlik değil, yalnızlık olduğunu farkederek küçük bir aydınlanma yaşadı. Sorununu farketmesi ile onu kabullenmesi bir anda gerçekleşti. Gidip mercimek çorbası içmeye karar verdi. Beklemekten vazgeçmişti.