8 Kasım 2021 Pazartesi

Hasat günlüğü.

Sıkım. Bugün yaklaşık on yedi saat durmadan çalıştık. Köyde işçi bulmak çok zor. Söz veren işçiler de bizi ekince tüm işi kendimiz yaptık. İşin mutfağında pişmek dedikleri bu oluyor bence. Topluyorum, ayıklıyorum, yıkıyorum, toplamak ve sıkmak için gerekli aletleri kullanıyorum. Daha ne olsun. Ben acaba neden yaptığım her işte mutfakta pişiyorum. On yedinci saat yaklaşık sabaha karşı dörtte bitti. En son sıkım makinesini yıkıyorduk. Sıkım makinesinin gürültüsü akülü tarak ve araba sesine laf etmiş olduğum için beni utandırdı diyebilirim. Beynim kazan gibi olmuştu. Ama.. O yağ, o koku, o tat, o renk. Bu tatmini anlatmam mümkün değil. Aşk yaşıyorum. Hiçbir hasat beni böyle tatmin etmemişti. Artık kendimi hem arazide hem de makinenin başında pişmiş hissediyorum. Tam istediğimiz ayarda, buz gibi, kokusu yoğun ve acımtrak bir zeytinyağına dönüştü o zeytinler. Çok etkileyici, şifalı, şükür dolu bir an gerçekten. Bu akşam ateş henüz yanarken sızmak yerine küllerini görene kadar uyanık kalmış oldum. Ama her şeye değdi sanırım.

Hiç yorum yok: