Artık düzenli bir insan olarak yaşamaya karar vermişti. Bunun için işe öncelikle ayakkabılığını düzenleyerek başlayacaktı. Onlarca ayakkabısı vardı ve her gün giymek istediği ayakkabıyı bulmak için çok fazla zaman kaybediyordu.
Düzenleme işine önce tüm ayakkabılar için birer ayakkabı kutusu bularak başladı. Sonra tüm ayakkabıları bu kutuların içine yerleştirerek kutuların üzerine ayakkabıları anımsatacak yazılar yazdı. Kutuların üzerindeki yazlık kahverengi, kışlık siyah, yazlık siyah açık, spor, bot gibi açıklayıcı kelimeler yardımıyla aradığı ayakkabıları hemen bulacaktı. Yazım işlemini tamamladıktan sonra ayakkabı kutularını üst üste ve yan yana yerleştirerek ayakkabılığının içini tamamen düzeltti. O akşam boyunca kendisini hafiflemiş hissetti.
Ertesi gün dışarı çıkmadan önce giymek istediği ayakkabıyı hemen buldu ve düzenli bir insan olmanın ne kadar da güzel olduğunu düşündü. Bu düzenliliğin henüz dışarıdaki hayatına hiçbir etkisi olmamıştı. Ama bu şekilde düzenli olmayı hayatının her alanında alışkanlık haline getirdiğinde çok olumlu değişiklikler yaşayacağını düşünüyordu.
O akşam eve geldiğinde çok yorgundu. Ayakkabısını çıkardıktan sonra kutuya bir göz attı. Yarın sabah da aynı ayakkabıyı giyeceği için ayakkabıyı kutusuna geri koymaktan vazgeçti. Ertesi sabah farklı bir ayakkabı giymek istedi ve o ayakkabıyı da hemen buldu. Ama eve geldiğinde onu da kutusuna geri koymaya çok üşendi. Altı üstü iki ayakkabı vardı dışarıda ve onları da bir sonraki gün yerine koyabilirdi. Ancak bir sonraki gün de bunu yapmaya erindi. Böylece bir süre sonra ortalıkta bir sürü ayakkabı ve kutu olmuştu. Bu defa ortalığı toplamak zorunda olduğu için kutuların içine ayakkabıları rasgele yerleştirdi. Sonraki gün aradığı kışlık siyah ayakkabıyı, yazlık siyah açık ayakkabı kutusunun içinde buldu. Sonra kendisine böyle bir düzen oluşturabileceğini düşündü. Bundan böyle kışlık siyah ayakkabı aradığında, yazlık siyah açık ayakkabı kutusuna bakacaktı. Ertesi gün botunu spor ayakkabı kutusunda buldu. Ancak akşamları eve geldiğinde bunları da yeni yerlerine yerleştirmeye üşendi. İşler bu şekilde de yürümedi. Bir gün eve geldiğinde ayakkabılar ve kutulardan oluşan düzensiz ve koca bir yığın oluştuğunu gördü. Önceleri bu kaos ortamı iyice canını sıktı, kafasını karıştırdı ve hatta onu çileden çıkardı. Ancak daha sonra eğer bu şekilde devam ederse ayakkabılar bir gün doğru kutularını bulabilirler diye düşündü ve konuyu fazla kafasına takmamaya başladı.