13 Haziran 2010 Pazar

yaz gecesi rüyası.

Bugün bir yıldır gün yüzü görmemiş bisikletimi örümcek ağları içindeki karanlık bodrumumuzdan çıkardım. Biraz temizledim, lastiklerini şişirdim. Hala paslıydı, frenleri tutmuyordu. Ama kullanılabilecek bir haldeydi. Bir süre kullanmak zorunda olduğum wal-mart'tan alınma kıytırık bisikletimden iyi durumda olduğu kesindi, zaten alttarafı sahilde binecektim.
Hava biraz serinlemişti çıktığımda. Yine de yaz mevsimi kendisini iliklere kadar hissettiriyordu. İstanbul'da yaşamanın kaçınılmazı pazar günü kalabalığı vardı tabi ki. Sevgili B.'nin bana hediye ettiği pusulalı bisiklet zilini bisiklete hala takmadığıma çok pişman oldum.
Sahilde N. Ile buluştuk. Pembe mor renkli, uğur böceği şeklinde zilli üstelik sepeti bile olan bisikletiyle çok havalıydı N. Kaskı bile vardı.
Caddebostan sahilinde neyseki insanlarda oluşmuş “bisiklet yolu anlayışı” ile rahattık. Ama aynı rahatlığı Maltepe sahilinde yaşayamadık. İnsanlar bisiklet yolunun ortasında sallana sallana yürüyordu. Ben içten içe kızıyordum. N.nin sakinliğine de özeniyordum. Gereksiz agresifliğe hiç gerek yoktu, üstelik regl piskolojisinde bile değildim. Fazla umursamamaya başladım sonra. Gülümseyip geçmeyi başarır oldum. Yine de yayaların bisikletlilere garezi olduğuna dair inancımdan kurtulamadım. Yoksa bisikletliler de yayalar için mi aynısını yapıyordu. Sanki farklı statülere sahip insanlar oluşmuş gibiydi. Karşıdan gelen bir bisikletlinin bisiklet yolunda üzerine doğru yürüyen bir yayaya yol vermemek için direndiğini gördüm. Aralarında bir tartışma çıksa ben bisikletlinin yanında yer alacaktım, yürüyenler de belki yürüyenlerin.
İşte bisiklet yollarının bu kadar yeni olduğu bir yerde yaşayınca bunlar olağandı. Velhasıl kelam bu şekilde iyice saçmaladığımı farkettiğim anda N. Ile çimlerde oturup muabbet etmeye başlamıştık sakin sakin. Böyle telaşsız bir günü ne zamandır yaşamadığımı düşündüm. Neden yaşamadığımı da düşündüm, bugünün yolculuklarım ve yapacaklarım konusunda beni neden heveslendirdiğini de düşündüm, bisikleti ve dostlarımı özlediğimi de düşündüm. Ama bunlardan bahsetmeyeceğim. Sadece bugünü hatırlamak istediğim için gece yarısı sakin sakin klasik müzik dinleyip soda içerken bunları yazdım.
Özlediğim herkesi buradan öpüyorum.

Hiç yorum yok: