24 Ekim 2011 Pazartesi

dünya.

Bugün Ganima2'nin yaptığı hatalar yüzünden tüm gün mide ağrısı çektim. Ganima2'ye kızamıyorum da doğrusu. Çünkü hata yapmamaya çalışmak zorunda olmak çok sıkıcı. Bunca dünyevi mesele içine gömülmüşken bir arkadaşımın varoluşsal kaygıları beni adeta rahatlattı. Beni yiyip bitiren tamamiyle dünyevi meseleleri bu kadar çok kafama takmış olmam çok şaşırtıcı. Sonra 'acaba varoluşsal kaygılarımız dünyevi meselelere karşı savunma mekanizmamız mı oluyor bazen' diye düşündüm. En nihayetinde dünyaya ve dünyeviye yabancılaştırıyorlar. Halbuki dünyevi olan da dünyevi olmayan da biziz galiba. Deliysek deliliğimize dışarıdan bakabilmeliyiz. Bugün hayatımı bulaşık yıkayarak kazandığım para ile geçirmeyi istedim. Bulaşık yıkarken de varoluşu düşünüp nihilizmin kıyılarında dolaşmak istedim. Ganima1'e öykündüğümün farkındayım. Ama sanki sadece o zaman eve döndüğümde aynı kişi olarak kalabilirim gibi geldi. Arada sırada kimseyle iletişim kurmamak da harika olurdu. Lütfen kimse bana kızmasın. Ama sanki bazen böylesi daha kolay.
Bilmiyorum. Kafam karışık. Belki de şu an tek umursamam gereken Ç.nin hediye ettiği rengarenk terliklerdir. Annelerimizin hep dediği gibi ayağını sıcak tutmalısın arkadaşım.
İmza Ganima3.

Hiç yorum yok: