7 Mayıs 2020 Perşembe

Bugünlerde Masanobu Fukuoka'nın Ekin Sapı Devrimi isimli kitabını okuyorum. Fukuoka Bey çiftliklerinde 'Hiçbir şey yapmama' tarımı adını verdiği bir tarım yöntemi uygulamış ve bunu duyurmaya çalışmış. Buna doğal tarım diyor. Bazı Japon yazarlarda okuduğum ve aynı zamanda bana Tzu'yu hatırlatan bu hiçbir şey yapmama olayı hoşuma gidiyor. Zen ve Okçuluk'u okurken de benzer bir gözlem yapmıştım. Tarımın pek de doğal bir şey olduğunu düşünmüyorum aslında. Ama farkında olmadan Fukuoka'nın 'hiçbir şey yapmama' tarımını uygulamaya çalıştığımı, bunu düşündüğümü- veya buna başladığımı demek daha doğrudur belki- farkettim. ("Hiçbir şey yapmama" tarımında da çok fazla iş var bu arada) Bu da beni heyecanlandırdı. Ekosistem şu hayvan ölünce bu zararlılar artar demekten çok daha fazlası tabiki. Hem bu kitabı okurken hem de küçücük bir toprak parçasına bakarken sonsuzluğu hissediyorum. Sanki ekosistemler hakkında insanların edindiği tüm bilimsel veriyi mükemmel bir yapay zekaya yüklesek bile yapay zeka ekosistemdeki olasılıkları tespit edemez gibi geliyor bana. Bu konuda her şeyi dörtbuçukmilyar yaşında olan ve bunca yıldır evrim geçiren bilge dünyanın ellerine bırakmak daha doğru olabilirdi diye düşünüyorum- en azından söz konusu yapay zeka icat edilene kadar. İnsanın bilimine çok güveniyor olması, doğa ananın işine burnunu sokması bazen bana aşırı cüretkar geliyor. Tabi başka bazı durumlarda da cüretkar olunması hoşuma gidiyor. Sonuç olarak siz gene çalışın bilim insanları. Tarımda olmasa da başka yerde kullanırız icatlarınızı. Öpüyorum hepinizi.

Hiç yorum yok: